Hayatımda izlediğim en..... en.... en ..... animeydi!
Noktaları doldurmayı inanın çok istiyorum ama bir anti-spoiler olduğum için
animeyi izlememiş okuyucular varsa onlara kötülük yapmak istemiyorum.Tabii ki
bu, tüm tanıtım “nokta nokta” şeklinde gidecek demek değil. Anlatımım da; elemanlar bunlar, hikâye böyle gelişiyor gibisinden bir anlatım olmayacak, sadece ufak ufak fikirlerimi paylaşacağım. Hemen giriyorum ufak
tanıtımıma:
Eğer sosyal bir paylaşım ağında izlemiş olduğu animeye söven
birini görürseniz bahsettiği anime, Pandora Hearts olabilir işte! “Woooaaaaa!! Sağol hiç
spoiler vermedin bu laftan sonra da animeyi izlemem zaten” demeyin! Çünkü
anime, sonu itibariyle sizi tatmin etmese de hikâye içindeki boyut karmaşasıyla
zihninizi yeterince meşgul edecek cinsten.Şimdiki zaman , geçmiş zaman, yok Abyss,
yok Alice’in anıları derken kafanız çorba oluyor. Ama bu boyutlararası geçişlerin,
her animede rastlanan bir şey olmadığı için de ayrı bir zevki vardı bana göre. Ayrıca,
karnınızı ağrıtacak cinsten kahkalar attırmasa da komedi unsurları da
barındıran bir anime.
Karakterleri izleyince tanırsınız zaten süpriz olsun. Ben
sadece favorilerimden çok kısa bahsedeceğim. Ayrıca caps manyağı olduğum için,
ekrandan aldığım anlık görüntüler eşliğinde tanıtacağım karakterleri.
Anti-spoiler’ım diyorum ama caps veriyorum ne iş? Caps’den bir şey olmaz,merak
etmeyin hikâyeye dair ipucu içermiyor.
1. Animemizin ana karakteri küçük efendi Oz Vessalius.Genelde
bu tip küçük efendiler insanı delirtse de, Oz gayet aklı başında biri. Herşeyi
olduğu gibi kabul edip ayrıntıya çok takılmaması bana kendimi hatırlattığı için
de Oz’u bağrıma basmış olabilirim. Küçük yaşına rağmen güçlü bir karakter.
2. Oz Vessalius’un uşağı Gilbert! Bu animedeki
kahraman yürek, atılgan karakter de tam kendisi olur. Karizmasıyla,
cesaretiyle, efendisine olan bağlılığıyla takdire şâyan bir karakter
3. Omzunda; canlı mı cansız mı, kendi kendine mi konuşuyor
yoksa omzuna oturduğu arkadaş karnından da mı konuşuyor diyeceğiniz cinsten bir
kuklayla gezen, animenin çatlak karakteri Xerxes! (Bu adamın iyi mi kötü mü
olduğunu anlamak uzun sürdü =.= )
4.Tabii ki genç kızların sevgilisi Jack Vessalius! Sadece
ayıp olmasın diye ekledim aslında kendisini. Animeyi izledikten sonra kalbimde
yara bırakan bir karakter değil yoksa.
Gelelim müziklerine;
Çok nadirdir animelerin opening, ending’lerini dinlediğim,
yani bunda da dinlemedim. Tabii Yuki Kajiura'nın hakkını vermek lazım müzikler genel itibariyle güzel.Özellikle açılış kapanış değil de animeyi izlerken dinlediğiniz müzikler daha etkileyici, tam sahnesine oturtulmuş. Amaaaa..... ending de bittikten sonra bir müzik
giriyor ki....tekrar tekrar dinleyesiniz geliyor. Dehşet verici bir müzik. Sanırım, şarkının bana dehşet veren kısmı hissettirdiği gizemli hava.Şarkıdan bu kadar bahsedip videosunu bulamamış olmam biraz trajik oldu T_T Ama bu şarkının biraz daha üzerinde oynanmış hali diyebiliriz...
Asabi tavşanımız B-Rabbit’in savaş sahnelerinde çalan
müzikleri de unutmamak gerek.
Bir Shounen olan animemiz “Pişman değilim, yine olsa yine izlerim”
kategorimde. Sonunda küfredeceğinizi bile bile yine de izleyin diyorum, çünkü
böyle garip animeler her zaman çıkmıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder